Akıllı telefonumu “Dialogo”ya dayadım ve dehşet hikayelerini okumaya başladım. Elim boynuma, “Açık Yürek”ime gitti. Nerdeyim? Neler oluyor? Ben niye böyle sakinim? 3.5 senedir havalimanları evim sayılır. Senede yaklaşık 50 kere uçağa biniyorum, birçoğu İstanbul Atatürk Havalimanı’ndan. Önceki gece, orada vuku bulan son “Son Haber”i aldıktan yarım saat kadar sonra, telefonumu uçak moduna getirerek yattım….
MAYIS POSTASI! AZICIK MAGAZİN VAKTİ :) BOL FOTOLU HEM DE :)
Geçtiğimiz “en uzun gün”ün şerefine ben de size uzunca bir Mayıs postası hazırladım. Yok yok, sıkılmazsınız 🙂 Magazinden kim sıkılmış 🙂 “Ülkemizde ve dünyada tonla iç karartıcı hadise olurken sen oturmuş magazinden, “laylaylom”dan bahsediyorsun” diyenleriniz olursa diye en baştan cevabımı da iletmek isterim: Evet, çok zor günler yaşıyoruz. Okuduğumuz, gördüğümüz olumsuz, iç acıtan haberler hepimizi derinden…
HOŞ GELDİN MAYIS !
Kısa bir sağlık molasından sonra yeniden merhaba herkese 🙂 İnsanın aklı sevdikleriyle, sevdiklerinin sağlığı-keyfi ile meşgulken gezmek, tozmak, araştırmak, gezsen de gezdiğin yeri hissetmek, tozsan da bunu bir de kaleme almak pek de kolay olmuyormuş. Allaha bin şükür atlattık sıkıntımızı. Babacım iyi maşallah. Ben de artık Mayıs’ı daha bi hissediyorum. Şükrediyorum ve baharı içime çekiyorum. Müge…
CREATIVE CHAOS NEW WORLD AGENCY
Değişmeyen tek şey, değişimin kendisi! Her şey değişiyor, tüm toplumsal yaşam dönüşüyor. Bizde ancak 2000’lerin başlarında filizlenmeye başlayan alternatif iş yeri, yani home office de artık sınırlarını aştı, başka bir şeye dönüştü. Fiziksel olarak bir masa, bir telefon hattı ve bir masaüstü bilgisayar etrafında yapılanan çalışma hayatı, bu çerçeveden hızla ve geri dönülmez bir şekilde…
Karaköy’de Torpilli Eğlence: Trajikomik Bir Madeo Macerası
Birkaç ay önce arkadaşımızın doğum gününü yeni ve havalı nerede kutlasak diye düşünürken, bi başka arkadaş Karaköy’ün saman alevine dönen eğlence mekanı listesine taze katılan Çeşme’den transfer Madeo’yu önerdi. “İyiymiş” dedi. Ona da bir arkadaşı söylemiş. Muhtemelen onun o arkadaşına da bir başkası… J Benim çevremden mekanı deneyimleyip de “oraya gidin, iyi olur” diyecek çıkacağını…
Bir Fincan Kahve Yanında Bolca Sanat!
Teşvikiye Ahmet Fetgari sokak yine pek hareketli son zamanlarda. Bu bahar daha da cıvıl cıvıl olacağını hissediyorum. Aynı sokaktaki 44A Sanat Galerisi de alanına cici mi cici bir cafe eklediğinden beri bir fincan kahvenin yanına bolca sanat alır olduk, ki bana göre tadından yenmez bir durum 🙂 90ların en sonuydu sanırım, iş için Fethiye’deki yeryüzü cennetimiz…
Beyaz ya da Mavi fark etmez! Tüm yakalıların bilmesi gereken bir lisan: Patronca !
Henüz genç bir basın mensubu iken tanımıştım Demet’i… O gazeteci, ben iletişimci… Hep koşturma halinde iki insan, çok da sık bir araya gelemedik doğrusu. Ama uzaktan da olsa hep izledim kendisini. Cevval, bir koltuğa pek çok karpuz sığdırabilecek beceride olduğunu hissediyordum. Nitekim geçen yıllar bunu hepimize gösterdi. 20 senelik meslek hayatına, pek çok gazete-dergide başarılı…
Yaşasın “Tekno” Ruh!
Hem ülkemizde, hem de dünyamızda karanlık günler yaşadığımız bu dönemde; hayat nasıl geçecek, bizi, çocuklarımızı nasıl bir gelecek bekliyor diye düşünmeden yapamıyor insan… Bu konudaki tahminlerime girersem çoook uzun ve karamsar bir yazı çıkar diye çekiniyorum.Daha çok; aklımdan geçenler kelimelere dökülür, belge halini alırsa kalbimde taşımaya çalıştığım, güzel günler geleceğine dair umudu kaybederim diye korkuyorum. E, insanım, korkuyorum. Umut…
Devinim İçinde Bir Lezzet Hikayesi; Alancha ve Kemal Demirasal
Birkaç sene önce yapmaya kalkıştığı işi öğrendiğimde, ileride ismini baya bir duyarız demiştim içimden… Yanılmamışım. İzmirli Kemal Demirasal, hala pek çoğumuza bir miktar yabancı gelebilecek, iddialı bir işi hayata geçiriyor Alancha’da; deneysel lezzet yolculuğunu… Bu durumun kendisinin enteresanlığı kadar, 34 yaşındaki Demirasal’ın bu noktaya geliş süreci de bir o kadar ilginç. 10 yaşından 20’li…
Bildiğimiz Markalarda Yeni İmzalar Alışveriş Arzumuzu Kamçılar mı? Kamçılar!
Giyim, kuşam, takı, mücevher, ayakkabı, çanta… Bu kelimeler – sadece kelime olarak bile – bende tarifi zor bir duygu uyandırır her zaman… Hani limon deyince hepimizin bi ağzı sulanır, dişi kamaşır ya, istem dışı bir durumdur. Sanki onun gibi bir şey… Zaafım var. Bayılıyorum. Alışveriş, yeni ciciler, farklı tasarımlar bana kendimi baya iyi hissettiriyor 🙂 Şimdi…